YEREL BASINDA DERNEĞİMİZ

10 Aralık 2012             Yıl: 8                           • Sayı: 358

SÖPA Mezunu Öğretmenler Derneği’nde yeni dönem

Rodop-Meriç İlleri SÖPA Mezunu Öğretmenler Derneği, 5 Aralık Çarşamba günü yıllık olağan genel kurul toplantısını gerçekleştirdi. Toplantıya derneğin başlatmış olduğu dayanışma gecesine yapılan harcamalar ve yönetim kurulu üyeleri arasındaki anlaşmazlıklar sonucu yaşanan istifalar damga vurdu. Yaşanan bu istifalar nedeniyle yönetimin eksik kalması nedeniyle olağan genel kurul toplantısında yeni yönetim ve denetim kurulu seçimleri de yapıldı.

Gümülcine İdadiye İlkokulu salonunda yapılan yıllık olağan genel kurul toplantısı Çarşamba günü sabahın erken saatlerinde başladı.  Öğle saatlerinde bitmesi beklenen toplantı eleştiri ve öneri bölümünde çok sayıda üyenin söz alması ve yönetim kurulu seçimlerinin yapılması nedeniyle akşamın geç saatlerine kadar sürdü.

Olağan genel kurul, divan kurulu başkanı ve sekreterlerin belirlenmesi ile başladı. Divan kurulu başkanlığına Ali Molla, sekreterlik görevine ise Macit Ahmet ve Bilal İmam getirildi. Divan kurulunun belirlenmesinden sonra dernek yönetimi emekliye ayrılan öğretmenleri Abdullah Kılavuz, Hasan Kahveci, Şerif Mehmet, Hasan Halil, Recep Bekir Molla ve Şükrü Cara’yi eğitime yaptıkları hizmetlerden dolayı plâketle ödüllendirildi.

Kurul daha sonra dernek başkanı Mehmet İbrahim’in konuşmasıyla devam etti. Görev süresinde yönetim olarak yaptıkları çalışmaları üyelere aktardı. Ardından Hasan Bekir Usta derneğin yıllık gelir giderlerini aktardı, denetim kurulu başkanı Mehmet Bülbül tarafından da gelir-giderler doğrulandı ve üyeler tarafından onaylandı.

Eleştiri ve önerilere geçildiğinde üyeler arasında özellikle iki konu çok tartışıldı. Bunlardan biri derneğin giderleri ve geleneksel hale getirilen dayanışma gecesi için üyelerden tutulan para miktarı ve gece için yapılan harcamalardır. Bu konu bazı üyeler derneğin giderleri ve dayanışma gecesi için üyelerden toplamda yıllık olarak tutulan 80 evronun ve gece için yapılan harcamaların çok olduğunu savundular. Bazıları ise giderler ve dayanışma gecesi için tutulan 80 Euro’nun çok olmadığını ayrıca gecenin yemeksiz yapılamayacağını savundular. Neticede üyelerden 80 Euro’nun tutulması ve gece için 12 bin Euro’nun ayrılması genel kurul tarafından onaylandı.

Diğer çok tartışılan konu ise yönetim kurulu üyeleri arasında yaşanan anlaşmazlıklar ve neticesinde yönetim kurulu üyeleri İbrahim Sadık, İdris Hasan ve Mehmet Haseki’nin üyelikten istifa etmeleriydi. İstifa eden üyeler,  yaptıkları konuşmalarda diğer üyelerin kendilerine haber vermeden bazı çalışmaları yaptıklarını ve bazı konularda dernek tüzüğüne aykırı hareket ettikleri için istifa ettiklerini savundular. Olağan genel kurulda bu iki konunun haricinde farklı konulara değinen üyeler oldu. Bunlardan biri Mehmet Yakup’tu. Mehmet Yakup, her yıl genel kurul toplantılarında aynı konularda gereksiz tartışmalar yapıldığını, bu konular yerine eğitim ve görev almayan öğretmenlerin durumu gibi daha önemli konuların tartışılması gerektiğini belirtti.

Arif Kaşıkçı ise, yapılan tartışmalardan ve dayanışma gecesi için olumsuz görüş belirten bazı üyelerin dernekçiliğin ne olduğunu henüz daha anlayamadıklarını, derneğin ve dayanışma gecesinin birlik beraberli ifade ettiğini, yapılan tartışmaların eğitimcilerin oluşturduğu bir derneğe yakışmayacak türden olduklarını belirterek herkesi birlik beraberliğe katkı sağlamaya davet etti.

Emin Bülbül ise farklı konulara değindi. Değindiği konular hem önemli hem de düşündürücü türdendi. Bülbül, yaptığı konuşmada başında bir rahibin olduğunu seminere ve Medrese yurdunda verilen iftara SÖPA derneğin neden katıldığını sordu.  Ayrıca azınlık okullarına KESPEM programının kimin tarafından soktuğunu, yarın başka kuruluşlar da  azınlık okullarına girmek istediğinde ne olacağını sordu.

Yapılan eleştiri ve önerilerin ardından yapılacak seçimlerde yönetim ve denetim kurulu adayları belirlendi. Yönetim kuruluna 12 üye, denetim kuruluna ise 5 üye aday oldu.

Rodop- Meriç İlleri SÖPA Mezunu Öğretmenler Derneği’nde toplam 204 üye var. 204 üyeden 175’i  olağan genel kurula katıldı 170’i oy kullandı. Yapılan seçimlerde aday olanların isimleri ve aldıkları oylar şöyledir.

YÖNETİM KURULU ADAYLARI                                                           DENETİM KURULU ADAYLARI

Mehmet Derdiman                       98 oy                                                Ahmet Deli Bekir    72 oy
Fuat Mülazım Mehmet              88 oy                                                Mehmet Hüseme     69 oy
Mehmet Topal H. Mehmet       82 oy                                                İsmail A. Hasan      54 oy
Rıdvan Deli Hasan                     70 oy                                                Şefaatin Hasan         52 oy
Mehmet Şerif                                71 oy                                               Erdoğan Hüseyin      51 oy
İbrahim Mehmet                        64 oy
Hasan Bekir Usta                        62 oy
Nihat Kara Hasan                      46 oy
Faik Bimbaşı                                 45 oy
Gönül Üzeyir                                37 oy
Sevim İdris                                    31 oy
Osman Arnavut Yusuf             14 oy
Seçim sonuçlarında bir önceki dönemin başkanlığını yapan Mehmet Derdiman’ın en çok oyu alarak seçimleri birinci sırada tamamlaması dikkatlerden kaçmadı. Yönetim kuruluna aday olanlardan ilk yediye girenler, denetim de ise ilk üçe girenler yeni dönemde görev alacak.
6 Ekim Perşembe akşamı yeni seçilen üyelerin yapmış olduğu toplantı sonucunda görev dağılımı şu şekilde oldu.
 
Yönetim Kurulu Başkan: Mehmet Derdiman
1.Asbaşkan: İbrahim Mehmet
2.Asbaşkan: Fuat Mülazım
Genel Sek: Mehmet Topal Hüseyin M.
Gen. Sek. Yrd.: Mehmet Şerif
Kasadar: Hasan Bekir Usta
Üye: Rıdvan Deli Hasan

HAFTANIN İÇİNDEN KAHVE SOHBETLERİ

NE YAPMAK İSTİYORSUNUZ?

Aslında herkese sorulması gereken soru bu olsa gerek. Ne yapmak istiyorsun, ne yapmak istiyoruz, yaptıklarımızdaki başarı oranı nedir, en azından doğru olanı yapıyor muyuz? Yoksa inandıklarımızla yaptıklarımızın arasında uçurumlar mı var? Büyük bir iletişim bozukluğu olduğu kesin, onun zaten herkes farkında da, önemli olan bunu önlemek için ne yapıyoruz? Yapılan işler biraz da gönül işi olmak zorundadır aslında, merakla yapılmalıdır. O zaman güvenirler insana, o zaman notunu verirler. Burada tam tersi oluyor çoğu zaman, çünkü güven yitirilmiş, söylenenler şişirilmiş ve neticede patlamaya hazır bir balon haline gelmiş. Sonuç mu? Birbirini kırmaktan, aylarca veya senelerce kin tutmaya kadar giden çocukça aptallıklar. Birlik beraberlikten bahsediyoruz ya hani hep? Sıkıntı çekmeden birlik beraberlik olmuyormuş demek ki, gurbette hasretlik çekmeden birlik beraberlik olmuyormuş demek ki, başındaki insanlara güven duyulmadıktan sonra birlik beraberlik olmuyormuş demek ki. Eskiden çocuk bir yere çırak verilirken veya yurtlu okullara bırakılırken, eti senin kemiği benim dermiş büyüklerimiz. Bazıları için barbarlık olan bu hareket, belki de öğretmene veya ustaya duyulan güvendendir. Bugüne kadar kaç tane öğretmen veya kaç tane usta öğrencisine kötü davranıp barbarlık yapmış ki? O zamanlar belki de öğretmenler çocuğa gerçek anlamda hayat dersi, hayat bilgisi veriyorlardı, belki de sadece derste değil pratikte de veriyorlardı. Daha sağlam, daha güvenli ve daha dürüst ailelerin sırrı belki de öğretmenlerin verdiği bu hayat dersinde gizliydi, kim bilir? Belki de bazen yediği sopada, belki de hiç birinde. Bu hiçbirini şimdiki öğretmenlerimiz ders olarak okuturlarsa ileride ortaya hiçbir şeyin çıkması çok normaldir.  Onu için çocuklarımızın aslında gizli bir hazine olduklarını hiçbir zaman unutmamalıyız. O çocuğun bizim gibi yaşaması onun isteğine bağlıdır. Çocuğa kapasitesine göre ilim, geleceği için özgüven vereceksin, ileride kendi ayakları üzerinde durabilmeleri için onları daha şimdiden hazırlayacaksın. Boşuna mı burada azınlık eğitimi için yapılan baltalamalar, boşuna mı bu kadar uğraş ve paralar? Adamlar işi çözmüş, gel bana, gel benim koynuma, tutun koluma kurban olam yoluna mantığı ile zaten çuvallamışlar eğitim sistemini, bir de biz yardımcı olmayalım onlara. Akıllı düşünelim, akıllı adımlar atalım, akıllı adımlar akıllı adamlar yetiştirir, aklımızda olsun. Eğitimin bel kemiği olan Akademi mezunu Söpa’lı öğretmenlerimize duyurulur. Tek siz kaldınız, dikkat edin sizi de içten yıkmasınlar. Para ev alabilir ama, yuva yapamaz, kadın alır ama, mutluluk alamaz, araba alır ama sizi iyi bir şoför yapamaz. İleride size saygı duyan, sizden hayır dualarını eksik etmeyen gençler yetiştirmek sizin elinizde, kaleyi içten yıktırmaya izin vermeyin. Çünkü son zamanlarda gördüğümüz o ki, sizi yetiştirenler yine sizin ayağınızı kaydırmaya çalışanlar. Birlik ve beraberliğiniz çok önemli ve şimdi bunun tam vakti. Tutarsan elinden, tutarlar elinden demiş atalarımız. Gizli yeteneklerin bir şekilde ortaya çıkması sizin elinizde. Ne yapmak istediğinizi bildiğiniz andan itibaren, olay çözülür. Eğittiğiniz çocuklar da ileride sizden örnek alıp, ne yapmak istediklerini daha iyi anlayacaklardır. Sorun öğrencilerinize, işin içinde para kazanmak olmasaydı ne yapmak isterlerdi, kendilerini ne zaman mutlu hissederlerdi? Verecekleri cevaplar emin olun ki, ileride yapmak istedikleri işlerin tanıtımı olacaktır. Bu şekilde hem o çocuğun hayal gücünü denemiş, hem de ileride kendi hayatı için alacağı kararları daha önceden ona aşılamış olacaksınız. Aynen üniversite mezunu bir gencin uzman bir psikologa sorduğu gibi; ‘’Hocam, diplomamı aldım ama iş bulamıyorum, ümitsizliğe kapıldım, ne yapmam gerekiyor’’? Hoca hemen sorar kendisine işin içinde hiç para olmasaydı, hatta dünya üzerinde para denilen şey olmasaydı ne yapmak isterdi diye. Çocuk düşünür biraz ve yeşilliklerin içinde nehir kıyılarında atlarla birlikte koşmak istediğini söyler. Güzel der psikolog, git o zaman at binicisi hocalığı yap, böylelikle para da kazanmış olursun. Evet, aslında hepimizin merakla, istekle yapmak istediği işler vardır muhakkak, önemli olan onları doğru bir şekilde seçebilmektir zor olan. Eğer yaptığımız işten memnun isek, o zaman devam. O zaman para zaten seni bulacaktır. Öğretmenlerimiz de yaptıkları işin aslında ne kadar hayati bir mesele olduğunu bildikleri ve uyguladıkları andan itibaren, daha güzel daha aydınlık günler, ileride o gençlerin olacaktır. Bu yazdıklarımla sözüm meclisten dışarı demiyorum, sözüm her zaman meclisten içeri, çünkü bu mecliste hepimiz varız ve bunun vebalini yaptığımız yanlışlar doğrultusunda ileride yine hepimiz birlikte ödeyeceğiz… Bu hafta olağanüstü toplanan genel kurul ve devamında seçimlerde çıkan isimlerin azınlığımıza hayırlı olmasını diler, azınlık eğitimini baltalamaya yönelik hareketlerin, her zaman karşısında olmalarını temenni ederim…İNSANA YAPILABİLECEK EN BÜYÜK KÖTÜLÜK ONU BİR UMUDUN İÇİNE HAPSETMEKTİR

Bunu yapmıyorlar mı seneler boyu hepimize? Bir umut: Bir umut her zaman var olacaktır hayatımızda, var olmalı da, ama kendi hayallerimizin umudu olması çok önemlidir, başkalarının bize verdiği umut değil. Başkaları sadece fikir verebilir. Sen de kalkıp bu fikirlerle seni seven insanların umutlarını kırma. Umutla bekle, ama oyunlarına gelme. Çünkü bu ekonomik krizlerde verilen sözler, sizin boş hayaller kurmanıza ve umutsuzluğa kapılmanıza yol açar. Aynen tütünde olduğu gibi, aynen hayvancılıkta olduğu gibi. Bu kadar kolay yılmamak gerek aslında. Allah bir kapıyı kapattığında iki tane daha açar, önemli olan o kapılardan korkmadan geçebilmektir bizi ilgilendiren. Yeni şeyler bizi korkutmamalı, tam aksine cesaretimizi arttırıp, hayata daha güçlü tutunmamızı sağlamalı. Kendi aramızda dayanışmayı, yardımlaşmayı sağlamalı. Madem çoğunluk rençperimizin, o zaman onların daha akıllı olması lazım. Madem esnaf da onların sayesinde kazanıyor, o zaman dayanışma ve yardımlaşma lazım. Bunun da olabilmesi için, savaşın birlikte verilmesi lazım, ama evlerinde kapalı rençperlerle değil, verilecek olan savaşta en ön saflarda yer alan rençperlerle. İşimizi avukat buraya kadar getirebildi, artık sıra bizde. Belli mi olur, bizim halkımız yardım severdir, hayır işleyendir. Bu yaptıklarının karşılığında gün gelir belki de birileri, bir hayır işlemek ister, Allah’ta onları buralara yönlendirir. Belli mi olur? Umutsuzluğa kapılmadan onun içinde hapsolmadan çalışmaya devam, dürüstçe mertçe…

Sıra fıkraya geldi farkındayım da, soru çeşitlerini ele almadan geçemeyeceğim bu fıkraya. Kendi kendimize düştüğümüz yanlışları, birbirimize bilerek veya bilmeyerek verdiğimiz zararları daha güzel anlatabilmek için buyurun Halil ibram sofrasına.

Soru dört çeşittir: Âlimin âlime sorusu. Âlimin cahile sorusu. Cahilin âlime sorusu. Cahilin cahile sorusu. Birincisi müzakere içindir. İkincisi öğretmek içindir. Üçüncüsü öğrenmek içindir. Dördüncüsü zaman israfıdır.

Mustafa İSLAMOĞLU

Duyarsızca, düşünmeden verilen zararlar ise, ağlanacak halimize gülmemizi sağlıyor. Hayat sanki bir film. Her an her şey olabilir mantığı ile ilerleyen toplumlar bir başka, gününü gün etmeye çalışırken her şeyi boş verip günlük yaşayan toplumlar bir başka. Komik olaylar aslında gülmek için değil, gülerken ders alabilmek içindir. Anlayanlara fıkramız ithaf olunur…

Polise bir ihbar gelir. Temel ile Dursun kaza yapmıştır. Polis olay yerine geldiğinde görür ki arabalar sapasağlam, Temel ile Dursun’un ağzı burnu dağılmış.

Polis sorar: -Anlat Temel. Olay nasıl oldu? -Komserum. Hava sisli olduğundan kafamı pencereden çıkarmış öyle gideydum. Meğersem Tursun da karşidan öyle geleyirmuş.

Bu haftalık da bu kadar değerli dostlar. Haftaya görüşünceye dek her şey gönlünüzce olsun. Sıkı sıkı giyinmeye de özen gösterin ki bu ani hava değişimlerinde hasta olmayasınız. Siz daha bu topluma lazımsınız… Hoşça kalın dostça kalın…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir